Günleri sayarken...                                                                     



"Sınavdan kaç alması gerek ki geçebilsin zaman?" diye sordu çocuk.. Asırlardır cevabı bulunamayan ama er ya da geç yaşanarak öğrenilebilecek bir soruydu bu.

Dakikalar, saatler geçmezken günleri saymanın zamanı daha da yavaşlattığını fark edeli çok oldu. Her sabah farklı bir özlemle uyanmak, yüzünü buz gibi bir yalnızlıkla yıkamak artık sıradanlaştı. Ruhunu ve kalbini bırakmıştı "O"nun şehrinde, artık elinde tek kalan aklının da saldı iplerini... Gazetede gördüğü ve bakıp güç bulmak için her gün avucunun içine yazdığı söze tekrar baktı ve daldı uykuya yeniden gün doğsun diye.

"Birikip yeniden sıçramak için. Elde var hüzün." (Attilâ İlhan)

04.03.2012 / 23:58

About this entry